Vajinal Akıntılar

Vajinal Akıntılar

Kanama ve kanlı akıntılar dışında kalan tüm akıntılar vajinal akıntılardır.

-Fizyolojik akıntılar ( normal )

-Patolojik akıntılar (anormal) olmak üzere ikiye ayrılır.

Fizyolojik Akıntılar Normalde üreme çağındaki her kadında bir miktar şeffaf, kaygan ve kokusuz bir vajinal akıntı vardır.Aşırı miktarda olsa bile kaşıntı ve huzursuzluk yapmaz.Hormonlar tarafından kontrol edilir. Bu nedenle menopoza giren kadınlarda östrojen hormonunun azlığına bağlı vajinal kuruluk şikayeti meydana gelmektedir. Fizyolojik akıntı ; hormonların etkisi ile rahim ağzı ve vajendeki bezlerin salgı yapması sonucu oluşur.Bu akıntı yumurtlama gününe yaklaştıkça artar ve yumurtlamanın habercisidir.Yumurta akı kıvamında ,şeffaf ve sümüksüdür. Gebelikte de hormonların yoğun çalışmasına bağlı -fizyolojik akıntıda bir artış görülür. Vajende, vajen PhH derecesini asitte tutarak enfeksiyonlardan koruyan ‘’laktobasil ‘’ ( süt basili ) adı verilen yararlı basiller mevcuttur. Bunların sayıca azalması durumunda (özellikle antibiyotik kullanımı sonrası ) vajinal enfeksiyonlar sık görülür.

Patolojik Akıntılar Koyu sarı ,yeşil, gri renkli ,bol miktarda, kokulu, bazen koyu kıvamlı, bazen su gibi, bazen de peynir kesiği gibi beyaz olan, çamaşırda leke bırakan, kaşıntı ,huzursuzluk hissi veren, zaman zaman idrarda yanma şikayeti yapan akıntılar ise patolojik akıntılardır. Karın içi genital organlara sıçraması daha ciddi enfeksiyonlara yol açabileceği gibi, tüplerde tıkanıklığa kadar ilerleyebilir. Ayrıca rahim ağzı kanserinin de belirtileri arasında akıntı da olduğundan ihmal edilmemelidir.

Vajinal Akıntı

1-ENFEKSİYONLARA BAĞLI AKINTILAR: Genital enfeksiyonlar bölümünde anlatılmıştır.

2-SERVİKSİN (RAHİM AĞZI) ORGANİK LEZYONLARINA BAĞLI AKINTILAR: Servikal kanal (rahim kanalı) mukus (sümüksü salgı) salgılayan hücrelerle döşelidir. Bu hücreler normalde östrojenlerin etkisi altındadır. Organizmadaki östrojen miktarı ile orantılı olarak artar. Östrojenlerin en yüksek olduğu yumurtlama öncesi dönemde bu salgıda artış olmaktadır. Spermlerin rahim içine akışını kolaylaştıran bu salgı döllenme için gereklidir. Rahim ağzında meydana gelen organik değişiklikler sonucu bu salgıda artış meydana gelir.Olaya çok kere enfeksiyonlar da eklenir.Bu lezyonları şöyle sıralayabiliriz :

Emmet Yırtığı Doğumlara bağlı olarak rahim ağzının yanlarında ( tek veya çift taraflı olabilir ) yırtık olmasıdır. Rahim kanalı açık olacağından akıntıda artış ve enfeksiyonlara karşı yatkınlık olur. Geçmeyen akıntı şikayeti hastaların en büyük sıkıntısıdır.

Servikal Polip Rahim kanalından gelişen ‘et beni’ şeklindeki iyi huylu oluşumlardır. Kanlı akıntı, akıntı miktarında artış ve ilişki sonrası kanama en önemli belirtileridir. Birkaç milimetreden 3 cm‘ ye kadar uzunlukta, yumuşak, kırmızı veya mor renkte, düzgün biçimli ve çoğu saplı oluşumlardır. Çok doğum yapmışlarda ve 20 yaş üzerinde sık görülür.Kronik enfeksiyon ve östrojen oluşumunda rol oynar.

Ektropion Rahim kanalındaki iç dokunun rahim ağzına doğru çıkmasıdır. Kanalın sürekli açık kalması sonucu akıntı artar. Sulu bir akıntı söz konusudur. Zamanla enfeksiyon yerleşir.

Erezyon Halk arasında YARA olarak bilinir. Rahim ağzını dışarıdan çevreleyen dokunun kaybı söz konusudur. Yumurta –tavuk, tavuk-yumurta hikayesi gibi akıntılar erezyona, erezyon akıntıya yol açar. Spiralli kadınlarda (RİA) çok sık görülür. Hemen hemen her zaman akıntıya enfeksiyon eşlik eder. Erezyon tedavi edilmediği sürece akıntı tedavi edilse bile sık tekrarlar.

Tedavi: Servikal lezyonlara bağlı bu akıntılar altta yatan sebep düzeltilmezse hiçbir ilaç ile tedavi edilemez. Kısa süreli iyilik hali yerini tekrar akıntıya bırakır. Emmet yırtığında cerrahi olarak tedavi edilmeli, servikal polipte, polip çıkarılmalı ,ektropiyon ve erezyonda koterizasyon ( yakma ) veya krioterapi (dondurma işlemi ) yapılmalıdır.