Hamilelik Süreci

Hamilelik Süreci

Hamilelik Sürecinde 5. Hafta

Uzun dönem riskleri; Beklenen oldu, adetiniz gecikti ve gebelik testinde ‘ POZİTİF ‘ sonucu gördünüz. İlk doktor vizitinizi gerçekleştirmelisiniz. Bu dönemde yapılan ultrasonografide birkaç milimetrelik gebelik kesesi ve bazen içinde yolk kesesini görmelisiniz. Bu yapı bebeğinizin gelişiminden sorumlu ve plasentanın ( plasenta bebeği besleyen yapı ) gelişimiyle ortadan kalkacak bir oluşumdur. Bu haftada düzgün kenarlı bir kese ve içinde yolk kesesinin görülmesi %90 bu gebeliğin normal başlangıçlı bir gebelik olduğunun habercisidir.

Sizdeki Değişimler: Salgılanan hormonların etkisi ile göğüslerinizde hassasiyet ve dolgunluk hissediyorsunuz. Karnınızda ve kasıklarınızda hafif ağrılar var. Sık tuvalete gitmeye başladınız ve karnınızda şişkinlik hissediyorsunuz. Mideniz huzursuz, sık acıkıyorsunuz ya da sanki midenizde taş var, hazımsızlık çekiyorsunuz. Özellikle sabahları bulantılarınız başladı ve hep halsizsiniz sürekli uykunuz var.

Hepsi Normal, Anne Oluyorsunuz.

Hamilelik Sürecinde 6. Hafta

Bebeğinizdeki Değişimler: Bebeğinizin boyu 8-10 mm oldu. Ultrasonda kalp atışlarını görebilir, kalp sesini duyurabilirsiniz. Beyim, omurilik,, kas sistemi oluşmaya başladı. Kol ve bacak taslakları oluşmaya başladı. Göbek kordonu, gözler, göz kapakları, kulaklar, ağız, burun delikleri oluşmaya başladı.

Sizdeki Değişimler: Tansiyonunuzda düşmeler başladı; bu durum salınan hormonlara bağlı olarak gelişiyor. Beklenen hatta istenen bir durumdur. Baş dönmeleri veye baş ağrılarınız var. Sık tuvalete çıkıyorsunuz, çünkü büyüyen rahminiz idrar torbanıza baskı yapıyor ve az miktarda idrar varlığında bile sıkışıklık hissediyorsunuz. Karnınızda ve belinizde belirgin şişkinlik ve genişleme var giysileriniz dar gelmeye başladı. Bebek bu kadar büyüdü mü? Hayır. Gebelik hormonları barsak ve mideyi çok etkiler. Çalışmaları ve hareketleri yavaşlar. Kabızlık çekiyor olabilirsiniz. Mideniz bulanıyor hatta kusmalar eklenmiş olabilir. Mide içeriği yukarıya boğazınıza doğru çıkıp yanmalara sebep olabilir.

Bu dönemde beslenmeniz genellikle yağsız, hafif hatta kuru yiyecekler içermeli. Az az ve sık sık yemelisiniz. Krakerler, galetealar tuzlu gıdalar iyi gelir. Sabahları yataktan hızlı kalkmayın, başucunuzda tuzlu kraker bulundurun, yemek esnasında az sıvı alın.

hamilelik süreci

Sizi rahatsız eden koku ve yiyeceklerden uzak durun.

Bunlara rağmen beslenemiyor, yeterince sıvı alamıyor ve çok halsiz kalıyorsanız doktorunuzla görüşün. Size ilaç desteği sağlayacaktır veya duruma göre hastanede bir süre yatışınız ve desteklenmeniz gerekebilir.

Karnınızda ağrı ve gaz sıkışması olabilir. Çok halsizsiniz ve sürekli uyumak istiyorsunuz. Gebelikte salınan Progesteron hormonu tüm bunların sebebidir. Beklenen bir durumdur. Geçiçidir. İlk 3 aydan sonra vücudunuz bu hormona alışacak ve bu şikayetleriniz kalmayacak. Bu süre zarfında fırsat buldukça istirahat edin, bol bol dinlenin.

Muayenede: Doktorunuz sizinle konuşup gerekli bilgileri alacaktır. Boy, kilo ve kan basıncınız ölçülecek smear testiniz yapılacaktır. Alınan bilgiler doğrultusunda gerekli rutin kan ve idrar tetkikleriniz istenecektir. Ultrasonda bebeğinizi ve kalp atımını izleyebileceksiniz.

Mucize Gibi Değil mi?

Fısıltı: Baba adayları, çocuğunuza yapacağınız en büyük iyilik annesini çok sevmektir. Anne stresli ve endişeliyse bebekte bundan olumsuz etkilenecektir. Anneyi rahatlatalım,ona yanında olduğumuzu hissettirelim. Mesela gece yatmadan önce içeceği bir bardak sütü götürmek veya baş ve boyun masajı yapmak anneye her açıdan çok iyi gelecektir. Eşinizin aylık kontrollerine birlikte gidebilirsiniz. Eğer gidememişseniz sonra neler olduğunu sorup anlatmasını isteyebilirsiniz. Hamilelik boyunca eşinizin dengeli ve sağlıklı beslenmesi için ona yardım edebilir bu konu ile yakından ilgilenebilirsiniz. Ev işlerinde yardım edebilir, düzenli doktor kontrolünde olmasını sağlayabilirsiniz. Birlikte yürüyüşler yapıp, doğum ve bebek bakımı kitaplarını birlikte okuyabilir, eşinizin karnına dokunarak bebek hareketlerini hissedebilir, ona konuşabilir ve sevebilirsiniz. Hamilelik boyunca eşinizin sürekli değişen ruh halini anlayışla karşılamaya çalışın. Anne adaylarının yaşayacağı korkular, endişeler ve heyecanlar eşlerin anlayış göstermesi ve destek olması sayesinde en aza indirilebilir. Beslenmenize dikkat ediyorsunuz değil mi? Bu dönemde sakatat, kafeinli gıdalar tüketmeyelim. İlaç kullanmayalım. Bir müddet saç boyatmak da yasak !

Hamilelik Sürecinde 7. ve 8. Hafta

Bebeğinizdeki Değişimler: 7.haftada bebeğiniz 12 mm. Fasulye tanesi kadar. Kol bacaklar ve yüzü oluşuyor. Gözde lens, yüzde dil, diş taslakları, dudakları oluşuyor. Ayrıca barsaklar,akciğerler ve pankreas oluşmaya başladılar. Kalbi dakikada 140-150 arasında atıyor. 8. haftada bebeğiniz 15 mm. Kiraz tanesi kadar. Diz, dirsek ve bilekleri oluştu. Kaslar hareket edebiliyor. Hatta bebeğiniz kollarını dirseklerden bükebiliyor. El ve ayak parmakları tümüyle oluştular ancak henüz birbirlerinden ayrılmadılar. Tırnaklar taslak halinde şekillenmeye başladılar.

Sizdeki Değişimler: Bulantı ve kusmalarınız devam ediyor hatta daha şiddetlendi, kilo bile kaybettiniz.Bunu sorun etmeyin,gebeliğin bu döneminde size ve bebeğinize zararlı olmamak kaydı ile canınız ne istiyorsa onu yiyin. Daha sonra dengeli ve düzenli beslenme alışkanlığınızı oluşturacaksınız,endişelenmeyin. Ayrıca bebek bu dönemde kendisine ihtiyacı olan her şeyi, siz dışarıdan alamasanız bile, sizin depolarınızdan alacaktır bunu unutmayın. Kendinizi ruhsal açıdan kötü hissediyorsunuz. Sanki daha gergin, alıngan ve hassas oldunuz. Her şey moralinizi bozuyor ve ağlıyorsunuz. Çok sinirlisiniz, elinizde olmadan insanları kırıyorsunuz ve sabırsızsınız. Gebeliğin ilk 3 ayında yükselen hormonlara bağlı olarak bu gibi ruhsal değişiklikler çok sık görülür ve doğaldır. Bunlar sizin elinizde değildir, kendinizi suçlamayın ve kesinlikle geçici olduğunu unutmayın. Baba adayları bu dönemde eşinizin yanında olun ona destek verin, kızmayın suçlamayın. Bu dönem geçici bunu siz de unutmayın.

Ani ve hızlı hareket etmeyin. Kasıklarınıza bıçak saplanır tarzda ağrılar girebilir. Artık rahminiz büyüyor ve ani hareketlerde gerilmelere neden olarak ağrıya sebep olacaktır. Çok yükseklere uzanmak ve fazla gerinmekte sizi rahatsız edebilir.

Muayenede: Şikayetlerinizi doktorunuzla paylaşın. Ultrasonda bebeğinizi ve yolk kesesini artık daha rahat görüyorsunuz. Kalp atışları daha net. El, kol ve bacakları hafif hafif oynuyor. Yüzü şekillenmeye başladı.

ACABA KİME BENZEYECEK

Fısıltı: Gebeliğiniz boyunca çocuk bakımı ve gelişimi ile ilgili yayın ve kitapları takip edin. Okumaya başlamanın zamanıdır. Günlük tutmaya ne dersiniz? Gebeliğiniz boyunca hissettiklerinizi yazın.Sonra çocuğunuzla beraber okuyabilirsiniz. Hamilelikte yağlı ciltler daha az yağlanır, sivilceler kaybolur. Ama bazı anne adaylarında tam tersi de olabilir. O zaman sivilcelerinizle oynamayın, doğal veye kozmetik ürünler kullanın.

Hamilelik Sürecinde 9. ve 12. Haftalar

Bebeğinizdeki Değişimler: Yüzü gelişir, yuvarlaklaşır. Gözler yan taraflardan ortaya doğru yaklaşırlar. Dudaklar gelişir, ağız açıp kapama ve yutkunma hareketlerini yapabilir. Göz kapakları oluşur ancak kapalıdır. Göz rengini belirleyen iris tabakası oluşmuştur. Bebekle plasenta arasında besin alışverişi başlamıştır. Genital organları oluşur ancak cinsiyetini öğrenmeniz için henüz erkendir. Böbrekleri idrar üretmeye başlamıştır. Beyni, sinir sistemi ve kasları çalışmaya başlamıştır. El ve ayak parmakları tırnaklarla birlikte oluşmuştur.Parmağını emmeye başlar. 9.haftada boyu 4 cm. ağırlığı 4 gr. dır. 10. haftada boyu 5,5cm. ağırlığı 6 gr. dır. 11. haftada boyu 6 cm ağırlığı 8 gr. dır. 12. haftada boyu 7 cm. ağırlığı 14 gr. dır.

Sizdeki Değişimler: Bulantılarınız azalmaya başlar Rahminiz büyür ve karnınızı ellediğinizde artık fark edilir hale gelir Karnınızda, bacaklarınızda ve memelerinizde damarlarınız belirginleşir. Gebelikte kan hacmi % 40-50 oranında artar. Bu yüzden hızlı büyüme gösteren karın ve memelerde yer çekimi ve rahmin baskısı nedeniyle de bacaklarda damarlar genişler ve belirginleşir. Bu varis oluşacağı anlamına gelmez. Bel ve sırt ağrıları oluşur. Baş ağrısı, halsizlik ve sık idrara çıkma şikayetleriniz azalacaktır Kilo almaya başlarsınız. Gebelikte başlangıç kilosu normal sınırlarda olan bir anne gebelik boyunca ortalama 12-16 kilo almalıdır. Düşük kilolularda bu oran 20’e kadar çıkarken ,fazla kilolularda 7.5 kiloya kadar inmektedir. İlk trimesterde beklenen kilo alışı 1.5-2 kilo kadar olmalıdır. Kilo alımına ve cildinizin gerilmesine bağlı çatlaklar oluşabilir. Önlem olarak cildinizi nemlendiren kozmetikler veya yağlı doğal kremler kullanabilirsiniz. Bu kremler oluşan çatlakları gidermez, oluşan çatlaklar daha sonra geçmez.Ancak rengi açılarak ince parlak çizgilere dönüşür.

Muayenede: Doktorunuz aylık ziyaretlerinizde sizin şikayetlerinize göre gerekli gördüğü tetkikleri yapacak, duruma göre size ilaç desteği sağlayacaktır. Bu ziyaretlerde ultrason yardımı ile de bebeğinizin gelişimini izleme şansınız olacaktır.

Bu dönemde önemli olan ve mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gereken konu kanama olması durumudur. İlk üç aydaki hafif kanamalar, bebeğin rahme yerleşmesine bağlı önemsiz kanamalar olabileceği gibi düşük tehlikesinin de habercisi olabilirler. Özellikle fazla miktarda ve kırmızı renkli kanama özellikle şiddetli ve dinlenmekle geçmeyen kasık ağrısı ile beraberse hemen doktorunuza başvurmanız önerilir.

Fısıltı: Oturur pozisyonda belinizle koltuk veye sandalye arasında hiç boşluk bırakmayın. Gerekirse bir yastık kullanarak bu boşluğu doldurun. Eğilirken belinizi kullanarak değil dizlerinizi bükerek eğilin. Yatağınız mutlaka ortopedik olsun. Sıçrama, atlama, yükseğe uzanma hareketlerini yapmayın, ağır yük kaldırmayın. Dik durmaya çalışın. Ani dönme hareketlerinden kaçının. Yüksek topuklu ayakkabılar vücudunuzun ağırlığını öne doğru verir, ortopedik ve alçak topuklu ayakkabılar tercih edin.

Hamileliğiniz boyunca kanama, düşük veya erken doğum tehdidi yoksa ve doktorunuz aksini söylememişse cinsel ilişkininsürdürülmesi normaldir. Anne adaylarının hamilelik boyunca cinsel isteklerinde artma yada azalma olabilir, her iki durumda normaldir. İlk üç ayda bulantı, halsizlik, göğüslerde hassasiyet nedeni ile isteksizlik normaldir. 3-6 aylarda bu sıkıntılar azaldığı için istek artabilir, ancak 6-9 aylarda tekrar istekte azalma olabilir. Hamilelik boyunca ilişki esnasında annenin rahat edeceği pozisyonlar seçilmelidir. 4. aydan sonra annenin sırtüstü uzandığı pozisyonların tercih edilmemesi yerinde olacaktır.

Baba adayları eşlerinin diş görünüşü değiştiği için, yada bebeği inciteceklerini düşündükleri için, cinsel ilişki konusunda çekinik yada isteksiz olabilirler. Bu da normal bir psikolojidir. Eşinin vücudundaki değişimleri çekici bulan erkeklerde vardır.

Herkes gebeliğinizin nasıl geçdiğini sorgulayıp, yorumlar yapmaya başladı mı? Peki batıl inancınız var mı? İşte karşılaşabileceğiniz bir iki örnek;

  • Annenin midesi yanıyorsa bebek saçlı doğar.
  • Anne ekşi yerse kızı, tatlı yerse oğlu olur.
  • Kız bebek annenin güzelliğini alır,erkek bebek anneyi güzelleştirir.
  • Karnı tüylenen kadının erkek bebeği olur.
  • Karnı sivri olan kadının oğlu, kalçaları büyüyen kadının kızı olur.
  • İlk aylarda bulantısı çok olan kadının kızı olur.
  • Bebeğin kırkı çıkmadan dışarı çıkılmaz.

Hamilelikle ilgili batıl inançların pek çoğu doğru olmasa da, bazılarında gerçeklik payı vardır.

İLK ÜÇ AY GEÇTİ BİLE… BUNDAN SONRASI DAHA KOLAY…

Hamilelik Sürecinde 13. ve 16. Haftalar

Bebeğinizdeki Değişimler: Bebeğinizin yüzü giderek daha çok insana benzemeye başlar, ayrık olan gözler ortaya doğru yer değiştirir, kulaklar normal yerine gelir Barsaklar, karın içine göçlerini tamamlar, karaciğer safra üretmeye pankreas da insilün üretimine başlar Başının büyümesi ilk üç aydakine göre yavaşlar. Bebek başını artık hareket ettirebilir 14.haftadan itibaren solunum yapmaya çalışır Cildi çok ince ve şeffafdır, yüzeyinde damar yapıları belirgindir Kemik ve kas gelişimi hızlanmış ve daha kuvvetli hale gelmiştir, bacakları artık kollarından daha uzundur Artık çok daha hareketlidir ve bebeğinizin ilk hareketlerini bu haftalarda hissetme şansına sahipsiniz Bebeğiniz artık öksürebilir, hıçkırabilir, kaşlarını çatabilir, dudaklarını büzebilir, başparmağını bile emebilir. Artık bebeğiniz sizi ve çevreden gelen uyarıları algılayabilir, duyabilir ve tepki verebilir. Cinsiyeti ultrasonla tespit edilebilir 13.haftada bebeğinizin boyu 9 cm. ağırlığı 26 gr. dır. 14.haftada bebeğinizin boyu 10 cm. ağırlığı 45 gr. dır. 15.haftada bebeğinizin boyu 12cm. ağırlığı 74 gr. dır. 16.haftada bebeğinizin boyu 17 cm. ağırlığı 110 gr. dır.

Sizdeki Değişimler: Bu dönemde uterusun büyüyüp onu sabitleyen bağlarını gerginleştirmesine bağlı olarak özellikle sağ kasıkta belirgin olmak üzere ağrılarınız olabilir İkinci trimester gebeliğinizin en rahat dönemidir. Erken dönemdeki şikayetlerin çoğu kaybolmuştur, kendinizi çok rahat ve zinde hissedersiniz Meme uçlarınız belirginleşebilir ve renginde koyulaşma meydana gelir Güneş yüzünüzde ve vücudunuzda bazı lekelerin oluşumuna sebep olabilir, koruyucu kremler kullanmakta fayda var Karnınız belirginleşir ve bebek hareketleri hissedilmeye başlar Dişetlerinizde ve burnunuzda kolayca kanamalar olabilir Vajinal akıntı miktarınız artar, ancak kötü koku, kaşıntı ve yanma olmamalıdır.

Muayenede: Bu haftalardaki muayenenin iki önemli konusu vardır. Birincisi tarama testleri, ikinciside bebeğin cinsiyeti. İkinci kısım kolay,bebeğin pozisyonu uygunsa bu haftada bebeğinizin cinsiyetini öğrenme şansınız yüksektir. Ancak unutulmamalıdır ki cinsiyet tayininin % 100 doğru olduğu tek yer doğumdur. Ultrasonla yapılan tespitlerde yanılma payı mevcuttur.

İkili Test (11/14 testi): Trizomi 21 ( Down Sendromu ) risk belirlemesinde kullanılan bir testtir. 11-14 haftalarda bebeğin ense kalınlığı ölçülür, beraberinde anneden alınan kanda bHCG, PAPP-A ölçümü yapılır. Bu veriler özel bir bilgisayar programında değerlendirilir ve bebekteki Down sendromu riski belirlenir. Anne yaşına göre belirlenmiş risk cetvelleri yardımı ile bebeğin riskli grupda olup olmadığı belirlenir.

İkili test Down sendromu taraması için hassas bir testdir, ancak nöral tüp defektleri hakkında bilgi vermez. Bu test yapılan hastalara 16-20 haftaya gelindiğinde birde alfafetoprotein bakılıp nöral tüp defekti riskine bakılmalıdır. Bu sebeple pek çok obstetrisyen 16. haftada 3’lü test yapmayı tercih eder. İkili testin bir dezavantajıda testte sorun çıktığında yapılan bir üst test olan Amniyosentesin güvenilir olarak ancak 16. haftada uygulanıyor olmasıdır. 11. haftada, bebeğinde bir sorun olma ihtimalinin yüksek olduğunu bilen ebeveyn, 16. haftaya kadar çok stresli ve gergin günler geçirmek zorunda kalmaktadırlar.

Ense Pilisi Kalınlığı

Bazı kromozom anomalilerinde (Trizomi 21, Trizomi 13) fetusların ense bölgesinde sıvı birikimine bağlı kalınlık oluştuğu tespit edilmiş ve bu bulgu perinatal takipte kullanılır olmuştur.Fetuslarda ense pilisi kalınlığı trizomiler dışında Turner Sendromu, Kistik Higroma,bazı kalp ve akciğer hastalıkları, konjenital enfeksiyonlarda da izlenmektedir.

Üçlü Tarama Testi: Üçlü tarama testi 16-18 gebelik haftasında tüm anne adaylarına yapılır. Anne adayından alınan kanda gebelik testi kısmından tanıdığımız bHCG,büyük kısmı bebeğin karaciğerinden salgılanan AFP (alfa fetoprotein) ve uE3 (konjuge olmayan estriol) adlı hormonların ölçümü yapılır. Hormon ölçüm sonuçları, anne adayının yaşı, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi değişkenler, gebelik haftası ve fetusun ultrasondaki bazı ölçümleri ile beraber bir bilgisayar programına girilerek fetusdaki Down sendromu riski tespit edilir.

Üçlü Testte Riskin Yüksek Çıkması: Unutulmaması gerekir ki üçlü test, bir tanı koyma testi değil, bir tarama testidir.Tarama testinin amacı, belli bir hastalık açısından riski yüksek olan kişileri belirlemek, yani bir hastalığın esas tanısını koyduracak testi kimlere uygulayacağımızı belirlemektir. Down sendromunun kesin tanısı Amniyosentez adı verilen testle konulur. Riski yüksek olan hastalara yapılması önerilir. Down sendromu riski anne yaşına bağlı olarak oluşturulmuş tablolar yardımı ile belirlenir ancak 1/ 200 ve daha üstü (örn: 1/ 195) her koşulda yüksek risktir.

Üçlü testinizde riskiniz yüksekse Amniyosentez yaptırmanız önerilir. Bu durumda Amniyosenteze alternatif olacak ve birebir onun yerini tutacak başka bir yöntem yoktur. Ne detaylı ultrason ne de halk dilindeki adıyla renkli ultrason (4.boyutlu) bu durumda yeterli olamaz.

İkili Test mi? Üçlü Test mi?

Bunun şu anda bile kesin bir cevabı yoktur. Her doktor hastasının durumuna göre hangisini yapacağına kendisi karar vermektedir. Ancak bilinmesi gereken konu iki testin birbirine üstünlüğünün olmadığıdır. Yani size yapılan testte sorun çıktıysa diğerini yaptırmanızın bir anlamı yoktur.

Eğer 11-14. haftada ikili test yapıldı ise 16-18 haftada da AFP bakılmalı ve 19-23 arası detaylı ultrason yapılmalıdır. Ancak 16-18 haftada üçlü testiniz yapıldı ise AFP bakmaya artık gerek yoktur. Sadece detaylı ultrason yapılmalıdır. Şu anda en çok kabul gören iki yöntem bu şekildedir.

Amniyosentez: Ultrasonografi eşliğinde bebeğin içinde bulunduğu sıvıdan örnek alınması için yapılan işlemdir. Genellikle 16-20 haftalar arasında kromozom tayini amacıyla yapılır. İşlem ultrasonografi eşliğinde steril koşullarda ince bir iğne yardımı ile yapılır. Ultrasonda sıvının bol olduğu alandan iğne ile girilerek yeterli miktarda (20-3-cc) sıvı alınır. Bebeğin alınan bu sıvıyı 3 saat içinde yerine koyduğu tahmin edilmektedir.

Amniyon sıvısı bebeğin cilt, solunum sistemi, idrar boşaltım sisteminden dökülen hücrelerin olduğu bir sıvıdır. Bu hücreler kültür ortamında çoğaltılarak sitogenetik analiz (kromozom analizi), enzim ve DNA analizi için kullanılır. Sıvının kendisi ise AFP ve asetil kolin esteraz (ACE) gibi maddelerin ölçümü için kulanılır.

Kimlere Yapılır?

  • Üçlü testte riski yüksek olanlara
  • 35 yaş ve üstü anne adaylarına (bu durumda önce üçlü test yapın risk yüksek çıkarsa amniyosentez yapın diyen bir görüşte mevcut)
  • Daha önce kromozom anomalisi bulunan bebek doğurmuş olanlar
  • Anne ve baba adayında risk oluşturacak kromozom anomalisi taşıyanlara
  • Yakın akrabalarında kromozom anomalisi öyküsü bulunanlar
  • Anne ve baba adayının ailesinde genetik geçişi olan kalıtsal hastalık öyküsü bulunanlar (örn: hemifili, akdeniz anemisi, kas hastalıkları, metabolik hastalıklar vs.)
  • Ultrasonda bebekte anomali saptanması veya down sendromunu destekler bulguların izlenmesi
  • Tekrarlayan düşük öyküsü bulunanlar

Riskleri Nelerdir?

  • Erken sıvı gelmesi
  • Erken doğum tehdidi veya düşük
  • Kanama
  • Amniyon zarı iltihabı
  • Bebeğin anne karnında ölümü
  • Bu problemlerin görülme ihtimali % 0.5-1 civarındadır. Tecrübeli ellerde çok daha düşük olacaktır.

Amniyosentez Sonuçları Güvenilir mi?

Amniyosentes sonuçları % 99.5 olasılıkla doğrudur ve güvenilir.Normal çıkan bir kromozom analizinin hatalı olma payı çok çok düşüktür. Bazı nadir durumlarda ortaya çıkan kromozom anomalisinden bebeğin nasıl etkileneceği ve bunun nelere sebep olabileceğini kestirmek zor olabilmektedir. Bu durumlarda bebeğin göbek kordonundan kan alınarak daha ileri tetkik (KORDOSENTEZ) yapılabilir.

Amniyosentez sonucum da problem olduğu tespit edildi. Şimdi ne yapacağız ? Amniosentes sonucunda bebeğinizde yaşamla bağdaşmayacak bir problem tespit edildiyse ve bebeğiniz 26 haftanın altında is, üç hekimden oluşan sağlık kurulu kararı ve anne babanın izin ve onayıyla bebeğiniz düşük yaptırılabilmektedir. Anne baba bunu istememe hakkına sahiptir. Bu durumda gebelik devam eder.

Down Sendromu Nedir?

Down sendromu insanlarda en sık görülen kromozom anomalisi türüdür. Eski adıyla ‘ Mongolizm ‘ ilk kez 1866 yılında Dr. John Langdon Down tarafından ‘ özel bir tür zeka geriliği ‘ olarak tanımlanmıştır. Down sendromunun genetik kaynaklı olduğu baştan beri düşünülmesine rağmen bu bebeklerin kromozom haritasının çıkarılması ancak 1959 yılında mümkün olmuştur.

Zeka geriliği yapması ve erken yaşta ölüme neden olması sebebiyle önde gelen tpolumsal sorunlardan olan Down sendromu olgularının tümü olmasa da önemli kısmı, gebelikte çeşitli tanı yöntemleriyle tanınabilmekte ve aileye gebeliği devam ettirme ya da sonlandırma seçeneği sunulabilmektedir.

Down sendromu olgularının 47 kromozomu vardır ve en sık olarak da 21 nolu kromozomdan 3 tane bulunur.

Bu bebekler doğduklarında tipik bir yüz görünümleri vardır. Baş nispeten ufaktır, yassı görünür, ense kısa ve geniştir. Burun kökü yassılaşmıştır, kulaklar kafada normalden düşük bir seviyede durur ve gözler birbirinden ayrık ve çekik görünür. Dil ağıza göre genellikle çok büyük olduğundan dışarı taşmış görünür.

Ense cildi oldukça gevşek olduğundan ensede genellikle boğumlar vardır. Bu bebeklerin vücut gerginliği ( tonusları ) düşüktür. Parmaklar kısa ve tombuldur ve sıklıkla avuçiçlerinden birinde ya da ikisinde simian çizgisi adı verilen tek bir çizgi bulunur. Ellerin serçe parmakları içe doğru kıvrılmıştır çünki bu parmağın orta falanksı gelişmemiştir.

Down sendromlu bebeklerde en sık kalp hastalıkları ve sindirim sistemi hastalıkları görülür. Kalp defektinin ağır olması bebeğin henüz doğmadan önce kalp yetmezliğine girmesine ve bunun sonucu olarak da tüm vücudunun şişmesine neden olabilir( hidrops ). Bazı durumlarda sindirim sistemindeki defektler tıkanıklıklara neden olur ve bu durumların acil ameliyatla giderilmesi gerekir. Bu bebeklerde yeni doğan ya da çocukluk döneminde lösemi ( kan kanseri ) daha sık gözlenir.

Down sendromunda aile için asıl üzcü olan bebek büyüdükçe barizleşen zeka geriliğidir. Bunun şiddeti bebekler arasında farklılıklar gösterir. Bu bebeklerin erken dönemlerden itibaren özel eğitim programlarına alınmaları ile başarılı sonuçlar alınabilme imkanı vardır.

Üçlü Testle NTD risk Tahmini: Nöral Tüp Defekti nöral (sinirsel) yapıyı örten dokunun tam kapanmaması halidir. Bu durumda açık olan alandan amniyon sıvısına ve annenin kanına normalden fazla miktarda AFP hormonu geçer. Nöral Tüp Defekti risk tahmini için tek başına AFP değeri ile gebelik haftası karşılaştırılır, anne adayının kilosuna göre düzenlemeler sonrası risk belirlenir.NTD dışında AFP yüksekliği, çoğul gebeliklerde, böbrek hastalıklarında, omfasosel ve gastroşizis gibi karın ön duvarı açıklıklarında da görülür. Ancak bunlar, ultrasonla rahatlıkla ayırt edilebilir.

NTD Riskinin Yüksek Çıkması: Bu durumda ilk yapılması gereken ayrıntılı ultrasonografidir. Bu sayede AFP’de yükselmeye neden olabilecek NTD dışı durumlar da belirlenebilir, mesela gebelik haftasının son adet tarihi ile uyumsuz olması, çoğul gebelik gibi etkenler AFP’i yükseltebilirler. Bunlar ekarte edildikten sonra anensefali, spina bifida, omfolosel, gastroşizis vb. sık görülen anomalilerin varlığı araştırılır.

Fısıltı: 24 Eylül 2001, Barselona’da YENİ DOĞAN HAKLARI BİLDİRİSİ yayınlandı. Buna göre; İnsan hakları evrensel bildirgesi yaşamın tüm evrelerini içerir. Tüm insanlar hür doğarlar, eşittirler ve aynı haklara sahiptirler. Kız ve erkek, bir insan olarak yenidoğanın özlük hakkı her değerin üzerindedir. Yenidoğanlar, Çocuk Hakları Sözleşmesi doğrultusunda korunmalıdırlar. Her yenidoğanın yaşama hakkı vardır. Bu hakka tüm insanlar ve hükümetler tarafından ırk, cinsiyet, ekonomik, coğrafya özellikleri, doğum yeri, din veya başka nedenlerle ayrım yapılmaksızın saygı duyulmalıdır. Yönetimler çocuklar arası ayrımı önleyici tedbirleri almalıdır. Kadın cinsel hücresi ile erkek cinsel hücresinin birleşmesi ile zigot oluşur. Bir zigotta 46 kromozom vardır. Bunlardan 23’ü anneden 23’ü babadan gelmektedir. Dişi yumurtası daima X kromozomu taşır. Eğer sperm çekirdeği de X kromozomuna sahipse birleşen çekirdekler ile dişi kromozomu XX oluşur. Eğer sperm çekirdeği Y kromozomu taşıyorsa erkek kromozomu XY oluşur. Yani bebeklerin cinsiyetini babalar belirler.

KIZ MI? ERKEK Mİ? NE OLURSA OLSUN SAĞLIKLI OLSUN…

Hamilelik Sürecinde 17. ve 21. Haftalar

Bebeğinizdeki Değişimler: Bebeğinizin cilt altı yağ depoları dolmaya başlar yani kilo alımı başlar Barsaklarında mekonyum denilen ilk dışkısı oluşur Dolaşım sistemi ve kalp kası çok kuvvetlenmiştir, kalp günde 30 litre kan pompalar Bebeğinizin artık uyku ve uyanıklık dönemleri vardır, bu dönemler 20 dak. ile 2 saat arasında olabilir. Her bebeğin kendine göre bir hareket etme alışkanlığı vardır.Uyuduğu dönemlerde anne bebek hareketlerini hissedemiyecektir, bu normaldir. Hareket açısından çok rahat olduğu bir dönemdedir.Uyanık olduğu dönemlerde saatte 8-40 arası hareket yapabilir.Ancak anne bunların hepsini hissetmez. Ancak bir saniyeden uzun süren ve güçlü olanlarını hissedecektir. Bebeğiniz bu haftalarda el ve ayak parmaklarını sıkça oynayır, açıp-kapama hareketi yapar Bebeğinizin cildi vernix caseosa denilen bir madde ile kaplanır. Bu madde beyaz renkli, krem kıvamındadır ve bebeğinizin cildini sürekli maruz kaldığı sıvı ortamından korur. Bebeğiniz doğduğunda bu maddenin nasıl bir şey olduğunu göreceksiniz. Bebeğiniz kızsa, rahim ve yumurtalıklar gelişmesini sürdürür; erkekse testisler karın içinden aşağıya, skrotuma doğru iner ayrıca prostat oluşumuda başlamıştır. 18. haftada bebeğinizin boyu 20 cm. ve ağırlığı 210 gr. dır. 19. haftada bebeğinizin boyu 22 cm. ve ağırlığı 280 gr. dır. 20. haftada bebeğinizin boyu 25 cm. ve ağırlığı 300 gr. dır. 21. haftada bebeğinizin boyu 28 cm. ve ağırlığı 400 gr. dır.

Sizdeki Değişimler: Karnınız iyice büyüdü elinizle dokunduğunuzda neredeyse göbek seviyesine ulaştı Bebeğinizin hareketleri artık daha sık ve daha kuvvetli, ancak bazı anneler bebek hareketlerini 21. haftaya kadar hissetmeyebilirler, korkmayın normal Ani hareketlerde başdönmesi ve bayılma halleri olabilir. Bu dolaşım sisteminizdeki değişikliklere bağlıdır. Uzun süren bilinç kaybı yoksa v çok sık tekrarlamıyorsa korkmayın Bebeğinizin kilo almasındaki artışla beraber sizin kilonuzda da hızlı oynamalar olabilir. 20. hafta sonunda 5-7.5 kilo kadar aldıysanız bu kilo alımı normaldir. Yüzünüzde kloazma (gebelik maskesi) denilen yanak, burun ve çenede yama tarzında kızarıklıklar oluşabilir. Güneşte bunlar daha barizleşir. Güneşe çıkarken koruyucu kremler kullanmanız doğru olacaktır Karnınızın, memelerinizin ve kalçalarınızın büyümesine bağlı olarak buralarda çatlaklar oluşabilir. Bunlar kuruluk ve kaşıntıya neden olacaktır. Badem yağı veye diğer özel üretilmiş kozmetik ürünlerini kullanmanız bu şikayetlerinize iyi gelecektir. Ayaklarınızda özellikle bileklerinizde şişlikler olabilir, olağandır. Bu şişmelerin nedeni büyüyen uterusun kanı bacaklarınızdan kalbe götüren damarlara bası yapmasıdır. Ayak şişliklerinin yanısıra el ve yüzünüzdede şişlikler oluyorsa bu ileri inceleme gerektiren bir durumdur. Memeleriniz iyice büyür ve meme başının çevresindeki kahverengi alan koyulaşır ve genişler. Diş etlerinizde hassasiyet diş eti ve burun kanamaları olabilir.

Muayenede: Kilonuz ve tansiyonunuz takip edilir. Ultrasonografi ile bebeğiniz ve gelişimi izlenir. Tam kan sayımınız, idrar testiniz ve tarama testleriniz tamamlanır. Bu dönemde anemi (kansızlık) belirgin olarak ortaya çıkabilir. Bu durumda Fe (Demir) preparatları önerilebilir.

Fısıltı: Doğum öncesinde bebeğinizin beyin gelişimini etkileyebilirsiniz! Doğum öncesi beyin uyarımı nörolojik bağlantıların arttırıyor. Bunun sonucunda duygusal, bilişsel, ve psikomotor yeterlilik artmaktadır. Bebeğinizle konuşarak, müzik dinleterek bunu sağlayabilirsiniz. Aslında burada amaç anne baba ve bebek arasında sevgi bağlarını kurmak ve geliştirmektir. Uyarıyı vermeye ne zaman başlayalım derseniz 20. hafta ve sonrası bunun için ideal olacaktır. Bu dönemde bebek annesini kalp atışları dahil çevresindeki her türlü sesi gürültüyü ve müziği duyacaktır. Doğumdan sonra huzursuz olan ve uyku düzensizliği yaşayan bazı bebeklerin çamaşır makinesi veya saç kurutma makinesi sesini duyunca sakinleştiğini hiç işittiniz mi? Sebebi; bebeğin bu sesleri işitince ,kendini tıpkı annesinin karnındaki gibi rahat ve huzurlu hissetmesidir. Bu aletlerin sesi ona annesinin karnından dinlediği sesleri hatırlatmaktadır. Karnınız artık hamile kıyafetlari giyecek kadar büyüdü. Hamileyken de şık ve rahat olabilirsiniz. Sevdiğiniz renklerden ve tarzınızdan ödün vermeyin.

BEBEĞİM TEKMELEDİ!..

Hamilelik Sürecinde 22. ve 26. Haftalar

Bebeğinizdeki Değişimler: Bebeğinizin kaşları ve gözkapakları oluştu ve gözünü açıp kapayabiliyor Beyindeki gelişmeler bu haftalarda iyice hızlanır, bebek artık öğrenmeye, hafızası oluşmaya ve düşünerek mantıklı tepkiler vermeye başlar 26. hafta gebelikte dönüm noktasıdır, çünki bu haftadan itibaren bebek kendi hak ve özgürlüklerine sahip bir birey olarak görülür Akciğerlerde bir yandan damarlar öte yandan hava kesecikleri oluşmaya başlar. Surfaktan üretimide bu haftalarda başlar Testisler skrotuma doğru inerler, bu işlem 32. haftada tamamlanır. İşitme kabiliyeti çok artmıştır, sesleri daha iyi duyabilir ve seslere bilinçli tepki verebilir. Bebeğinizin hareketleri artık dışarıdan görülebilir Cildindeki kırışıklıklar azalır Burun delikleri açılmıştır ve solunum hareketi yapar Bu haftalarda bebeğinizin el ve ayak izleri oluşmaya başlar 22. haftada bebeğinizin boyu 29 cm ve ağırlığı 470 gr. dır. 23. haftada bebeğinizin boyu 30 cm ve ağırlığı 550 gr. dır. 24. haftada bebeğinizin boyu 32 cm ve ağırlığı 640 gr. dır. 25. haftada bebeğinizin boyu 33 cm ve ağırlığı 800 gr. dır. 26. haftada bebeğinizin boyu 34 cm ve ağırlığı 820 gr. dır.

Sizdeki Değişimler: Rahminiz artık göbeğinizin iki parmak üzerindedir Ayaklarınızda ve bileklerinizde şişlikler oluşabilir Kabiniz daha hızlı atacaktır Sıtınız ve beliniz ağrımaya başlayacaktır Başağrılarınız olabilir Bacaklarınızda ve ayaklarınızda kramplar oluşabilir Karışık bir ruh halinde olabilirsiniz. Korku, heyecan, merak hepsi bir aradadır.

Muayenede: Rutin muayene ve tetkiklerin yanısıra doktorunuz bu ay size ‘ şeker yükleme testi ‘ yapılmasını önerecektir.Gebeliğin 24-28. haftalarında hiçbir belirti olmaksızın şeker hastalığı gelişebilmektedir ( gebelikte görülen şeker hastalığı ). Bu nedenle bu haftalarda hastaya 50 gr. lık glukoz tarama testi yapılır. Hastaya içinde 50 gr.şeker eritilmiş bir bardak su içirilir ve iki saat sonra hastanın kan şekerine bakılır. Kan şekeri 145 mgr/dı’nin üzerinde çıkanlar riski yüksek hastalardır.

Bu hastalara tanısal amaçlı 100 gr.’lık OGTT (Oral Glukoz Tolerans Testi) uygulanır. Bu testte 12 saatlik açlıktan sonra AKŞ (Açlık Kan Şekeri) ölçümü sonrası 100 gr.‘lık şeker içeren bir bardak su içirilir. Bu işlemden 1 saat, 2 saat ve 3 saat sonra kan alınarak şeker ölçümü yapılır. Ölçümlerin yalnızca biri yüksek çıkarsa hasta takibe alınır. İkisi yüksek çıkarsa hasta şeker hastası olarak kabul edilir.

Önce diyet denenir, duruma göre hastaneye yatırılıp insülin tedavisi başlamakta gerekebilir. Bu dönemde doktorunuz sizden sanomali taraması için detaylı ultrasonografi isteyecektir. Burada hatırlatılması gereken bir ayrıntı şu ki; detaylı ultrason demek üç veya dört boyutlu ultrason demek değildir.

Gebelikte Egzersiz

Hem fiziksel hem ruhsal açıdan rahat ve sağlıklı olmanızı sağlar. Düzenli yapılan egzersizle doğum sırasında doğru soluma ve gevşeme öğrenildiğinden doğum eylemi kolaylaşır. Jimnastik sırt ağrılarınızı azaltır, kabızlığınızı, nefes darlığınızı ve varislerinizi engellemede faydalı olur. Ayrıca doğum sonrasında idrar kaçırma, rahim sarkması ve cinsel tatminsizlik gibi şikayetler azalır. Egzersiz yaparken kendinizi yormadan, zorlamadan çalışmalısınız. Herhangi bir ağrı duyduğunuzda egzersizi bırakmalısınız.

Bazı Egzersiz Hareketleri

Omuz çevirme: Otururken veya ayaktayken önden arkaya doğru omuzlarınızı çevirin. 10-20 kez tekrar edin.

Göğüs germe: Ellerinizi boynunuzun arkasında birleştirin ve dirseklerinizi geriye doğru itin. 10 saniye tutun, 1-3 defa tekrar edebilirsiniz.

Ayak egzersizleri: Bu egzersizler varis ve pıhtı oluşumunu azaltmaya yardımcı olur. Ayaklarınızı aşağı yukarı bükün, kendinize doğru gerin ve daire çizermiş gibi çevirin.

Pelvis tabanı hareketi: Sıtüstü uzanın, dizlerinizi bükün ve ayak tabanlarınızı yere basın. Sanki idrar yaparken birden idrarınızı tutar gibi pelvis kaslarınızı sıkın, tutabildiğiniz kadar ( 8-10 sn ) tutun ve yavaşça bırakın. Bu hareketi dört aydan önce yatarak, daha sonra ise ayaktayken ya da otururken yapabilirsiniz. Bu hareketi günde 10-20 kez yaptığınızda doğumda da yararını göreceksiniz. Kaslarınızı nasıl kasıp gevşetebileceğinizi öğrendiğinizde bebeğin doğum kanalından geçişi de kolaylaşır.

Pelvis eğilimi hareketi: El ve dizlerinizin üzerinde emekler gibi durun. Sırtınız düz, başınız yukarıda olsun. Karnınızı içeri çekin, kalça kaslarınızı kasın, sırtınızı kamburlaştırın, başınızı iyice düşürün. Bunu yaparken soluk verin. Biraz bu şekilde durduktan sonra soluk alarak gevşeyin. Bu hareketi birkaç defa tekrarlamak karın kaslarınızı güçlendirecek, sırtınızın daha esnek olmasına yardımcı olacaktır.

Terzi oturuşu hareketi: Bağdaş kurup yere oturun her iki kolunuzu da kafanızın üzerinden yukarıya kaldırın. Kolunuzu iyice yukarıya doğru uzatın, aynı şeyi öbür kolunuz için de yapın. Bu hareketi 10 kez tekrarlayın.

Kasık güçlendirici hareketi: Sırtınız dik duracak şekilde oturun, ayak tabanlarınızı birbirine dayayın ve topuklarınızı kendinize doğru çekin. Ayak bileklerinizi tutarak kollarınızla dizlerinizi yere itmeye çalışın. 20 saniye böyle durduktan sonra gevşeyip hareketi birkaç kez daha tekrarlayın.

Çömelme: Çömelme hareketi ile kaslar güçlenir, bacak ve pelvis doğuma hazırlanır, bel ağrıları azalır. Sırtınızı dik tutarak ayaklarınızı hafifçe dışa döndürün ve bacaklarınızı açın. Elleriniz birbirine tam dokunsun. Dirseklerinizi dizlerinizin üzerine koyun ve bacaklarınızı hafifçe dışa doğru itin. Rahat olduğunuz sürece bu durumu koruyun. İlk başta çömelme size zor geliyorsa bir sandalyeden destek alabilir ya da topuklarınızın altına katlanmış bir kilim ya da battaniye koyarak çömelmeyi kolaylaştırabilirsiniz.

Nefes Alma Teknikleri

Doğum sırasında doğru nefes almanın bazı faydaları vardır. Mesela bu sayede kanınızdaki oksijen düzeyi uygun seviyede kalır, ağrı daha az algılanır. Bu egzersizleri gebeliğin 16. haftasından itibaren uygulamalısınız. Öncelikle rahat bir yere oturun ve bağdaş kurun. Burnunuzdan nefes alıp ağzınızdan verin. Nefes alıp verirken içinizden dörde kadar sayın, sonra bu sayıyı gittikçe artırın. Önce karnınızı sonra ciğerlerinizi nefesle doldurun, almış olduğunuz nefesle karın duvarının gerildiğini, nefesinizi verirken de karından dize kadar olan kasların idrar yaparmışsınız gibi gevşediğini hissetmelisiniz. Sakin bir ortamda gözlerinizi kapatarak ve konsantre olarak bu nefes alma egzersizlerini günde en az 15-20 dakika süreyle yapmalısınız.

Doğum sancılarınız başladığında nefesi burnunuzdan alıp ağzınızdan vermeli, nefes alırken önce karnı sonra göğsü şişirmelisiniz. Derin ve yavaş nefesleri ağrı geçene kadar alıp vermeye devam edeceksiniz. Ağrı geçtiğinde normal nefes alabilirsiniz.

Ağrılarınız sıklaştığında kasılmalara uygun olarak ağzınızdan kısa nefesler alıp verecek şekilde, dudaklarınızı hafif büzerek üflemeye çalışıyormuş gibi yapmalısınız.

Nefes almaya konsantre olmanın yanı sıra doğum sancılarının olmadığı ağrısız geçen dönemde gevşemek önemlidir. Ağrının olmadığı zaman vücudunuzdaki kasları yukarıdan aşağıya gevşetmeye çalışabilirsiniz. Doğumda sancıların doğuma yardımcı olması için yüz, çene ve bacakların gevşetilmesi çok önemlidir. Ayrıca gözünüzün önünde hoşunuza giden bir şeyi canlandırmak, güzel ve sizi rahatlatacak bir olayı ya da görüntüyü düşünmek de size iyi gelebilir.

BENİ DUYUYORSUN DEĞİL Mİ BEBEĞİM?

Hamilelik Sürecinde 27. ve 31. Haftalar

Bebeğinizdeki Değişimler: Beyindeki düşünme merkezi hızla gelişmekte Akciğerler solunum yapabilme özelliğini kazandı,ancak surfaktan denilen madde henüz yetersiz, bu haftada doğan bebeklerde bu sebeple, solunum sıkıntısı görülür Kaşları ve kirpikleri oluştu, göz kapaklarını açıp kapayabiliyor hatta ultrasonda size bakıyormuş hissi verebilir. Bebeğiniz yağ depolamaya başladı, ağırlığının %2-3 ‘ü yağ depolarına bağlı Vücudunu kaplayan tüyler dökülmeye başlar. Kendi bağışıklık sistemi gelişmeye ve beden savunmasına katılmaya başlar. Bebeğiniz artık acı, tatlı ve ekşi tatları ayırt edebilir ona göre tepkiler verebilir. 27. haftada bebeğinizin boyu 35 cm., ağırlığı yaklaşık 950 ( 650-1500 ) gr. dır. 28. haftada bebeğinizin boyu 36 cm., ağırlığı yaklaşık 1050 ( 750-1680 ) gr. dır. 29. haftada bebeğinizin boyu 38 cm., ağırlığı yaklaşık 1300 ( 900-1900 ) gr. dır. 30. haftada bebeğinizin boyu 39 cm., ağırlığı yaklaşık 1500 ( 1050-2100 ) gr. dır. 31. haftada bebeğinizin boyu 40 cm., ağırlığı yaklaşık 1650 ( 1180-2350 ) gr. dır.

Sizdeki Değişimler: Nefes darlığı çekiyor olabilirsiniz. Rahminiz göğüs kafesinize iyice yaklaştı ve göğüs boşluğunuz daraldı, akciğerleriniz yeterince genişliyemiyor bu da nefes darlığı çekmenize sebep oluyor. Ama meraklanmayın artmış nefes sayınız sayesinde size ve bebeğinize yeterli oksijen gidiyor. Yatarken yastığınızı yükseltmeniz sizi rahatlatacaktır. Karın cildiniz iyice gerildi belki de çatlaklar oluştu, bu durum kaşıntılarınızı artırabilir. Varis ve basur sorunları başgösterebilir veya daha önceden böyle bir sorununuz varsa şiddetlenebilir. Ellerinizde yanma veya uyuşma olabilir. Sık idrara çıkma vardır ve bu dönemde gülme, öksürme, ağır kaldırma gibi karın içi basıncınızın arttığı durumlarda idrar kaçırma sorununuz oluşabilir. Bu durum gebelikten sonra genellikle kaybolur.

Muayenede: Kan, idrar tahlilleri, annenin kilo alımı takip edilir. Bu haftalarda tansiyon problemleri açısından dikkatli olmak gerekir. Özellikle idrar da protein atılımı takip edilir. Ultrason da bebeğin gelişimi, ölçümleri, plasentanın yerleşim pozisyonu ve yaşlanması takip edilir. Bebeğin etrafındaki suyun miktarı ölçülür. Bebek hareketleri önemlidir.

Anneler bebeğinin az hareket ettiğini düşündükleri zaman açsa karnını doyurmalı özellikle tatlı birşeyler yiyip uzanmalı ve o zaman bebek hareketlerini beklemelidirler.

Fısıltı: Uyku düzeniniz değişti, evet ama, rüyalarınızın da değiştiğini fark ettiniz mi? Anne adayları bu gebelik haftasında garip rüyalar görebilirler. Belki de gebelik dönemi, yaşamınız boyunca en sık rüya gördüğünüz dönem olacak . İsterseniz başucunuza bir defter koyup bunları kaydedin; çünki çok kısa zamanda unutulmaya mahkumdurlar. Son üç aya girdiniz. Bu dönemde annelerde bebeği ve kendisi ile ilgili birtakım endişeler gelişebilir. Bunlardan biri de erken doğum yapma korkusudur. 26- 36. haftalar arası doğumun başlaması erken doğum olarak adlandırılır. Erken doğum riskini artıran bazı etkenler olduğu ve bu etkenler anne adayının hayatında ne kadar fazlaysa erken doğum riskinin de o kadar fazla olduğu bilinmektedir. Bunların bazılarını önlemek ve kontrol altına almak sizin ve doktorunuzun çabası ile olabilir ancak bazıları ise önlenemeyecek ve engellenemeyecek şeyler olabilir. İyi beslenmek, kendinize dikkat etmek, düzenli doktor kontrolünde olmak erken doğumu önlemek için ilk yapmanız gerekenlerdir.

Erken Doğum Riskini Artıran Faktörler;

  • Sigara içilmesi ve düzenli alkol alımı
  • Yetersiz beslenme ve yetersiz kilo alımı
  • Çok uzun süre ayakta kalmak ve çok ağır işte çalışmak
  • Hormon dengesizliğinin bulunması
  • Bulaşıcı hastalık geçirme
  • Yüksek tansiyon, kalp, karaciğer, diyabet veya böbrek rahatsızlığı gibi kronik ve ciddi bir hastalığın bulunması
  • Ciddi stres altında bulunmak
  • 17 yaş altında ve 35 yaş üstünde gebe olmak

Erken Doğum Belirtileri

  • Adet sancılarına benzeyen kramp tarzında gelen ve sonra geçen düzenli ağrıların olması
  • Bu ağrılara ishal, bulantı, hazımsızlığın eşlik etmesi
  • Belinizde ağrı ya da baskı olması, her zamanki ağrı türünün değişmesi
  • Kasıklarda ağrı yada baskı olması bunların ritmik olması
  • Suyunuzun gelmesi
  • Akıntınızda değişiklik olması, kanlı ya da sulu bir hal alması

Bu şikayetleriniz varsa ilk yapacağınız doktorunuzla görüşmek olmalıdır. Öncelikle bu belirtiler erken doğum belirtileri midir? Bu tespit edilmelidir. Erken doğum başlamışsa bile hemen panik olmayın! Hastanede verilecek tedavi ile doğum durdurulabilmektedir. En azından bebeğin gelişimini tamamlaması için zaman kazanılmakta ve bebeğin akciğer gelişimini desteklemek için ilaç desteği sağlanmaktadır. Ayrıca bu arada, her ihtimale karşın eğer doğum gerçekleşirse, bebeği yoğun bakım desteği alabilecek bir sağlık kuruluşun da doğurtmak için gerekenler yapılacaktır.Çünkü uygun bakım koşulları sağlanırsa sağlıklı ve normal bir bebekle eve dönme şansınız vardır.

GALİBA SONSUZA KADAR GEBE KALACAĞIM?

Hamilelik Sürecinde 32. ve 36. Haftalar

Bebeğinizdeki Değişimler: Bebeğiniz başını sağa sola çevirebilir Bebeğinizin beyin dokusu hızlı büyüdüğünden baş ölçümleride hızla artar Solunum hareketleri daha da belirginleşir, hatta doktorunuz ultrasonda bebeğinizin solunum hareketlerini takip edecektir, çünkü bu bebeğin iyiliğinin önemli bir belirtisidir. Cilt altında yağ dokusu depolanmaya devam ettikçe bebeğinizin rengi kırmızıdan pembeye doğru döner. Dizlerinde ve dirseklerinde gamzeler, bilek ve boynunda ise cilt katlantıları oluşur Vucudu daha tombullaşır ve yüzdeki varolan kırışıklıklar açılır 32. haftada bebeğinizin boyu 41 cm. ve ağırlığı 1780 ( 1300-2500 ) gr. dır. 33. haftada bebeğinizin boyu 42cm. ve ağırlığı 2000 ( 1480-2750 ) gr. dır. 34. haftada bebeğinizin boyu 43 cm. ve ağırlığı 2200 ( 1680-2930 ) gr. dır. 35. haftada bebeğinizin boyu 44 cm. ve ağırlığı 2590 ( 1850-3200 ) gr. dır 36. haftada bebeğinizin boyu 46 cm. ve ağırlığı 2700 ( 2080-3300 ) gr. dır.

Sizdeki Değişimler: Bugünlerde ağrısız kasılmalarınız olabilir. Yalancı doğum ağrıları olarak adlandırılır. Bu ağrıların amacı ise rahim ağzını doğuma hazırlamaktır. Uyku düzeniniz bozulacaktır, uykunuz olmasına rağmen uyuyamayabilirsiniz. Kalça ekleminden başlayıp genellikle ayağa kadar uzanan ağrılarınız olabilir, genellikle tek taraflıdır ve yürümenizi güçleştirebilir. Ellerinizde uyuşmalar ve özellikle uykuda bacak krampları artabilir. Midenizde tekrar huzursuzluk veya bulantı hissedebilirsiniz. Bebek yavaş yavaş doğum kanalına doğru inecektir, bu nedenle aşağıya doğru baskı hissedebilir, tekrar sık tuvalete çıkabilirsiniz. Ancak bebek indiği için nefes alıp vermeniz daha rahat olacaktır. El ve ayaklarınızda şişmeler oluşabilir. Çok terleyen, özellikle derinin kıvrımlı yerlerinde kaşıntı.

Muayenede: Bu haftalarda bebeğinizin anne karnındaki pozisyonu önemlidir. Rahim içinde bebeğinizin yeri daralmaya başlar. Bebeğiniz varolan alanı en iyi şekilde kullanmak durumundadır. İçgüdüleri ile bacaklarını kalçadan tam büker, ayaklarını çaprazlar, kollarını omuzlardan ve dirseklerden tam büker, boynunu öne doğru büküp çeneyi göğsüne yaslar. Bu pozisyon onun en rahat ettiği durumdur. Doktorunuz ultrasonda bebeğinizin pozisyonunu, amniyon sıvısının durumunu, hareketlerini, kilosunu, solunum hareketlerini yakından takip edecektir.

Sizin rutin testleriniz yapılacak ve tansiyonunuz ölçülecektir.

Bu ziyaretinizde doktorunuz sizi daha sık görmek istediğini belirtecektir. Bu haftalarda , duruma göre değişmekle birlikte genellikle iki haftada bir vizit yapılmalıdır. Visit sıklığınızı en iyi kadın doğum doktorunuz değerlendirecektir.

Bu ziyaretler de görüşülmesi gereken bir önemli konu, doğumu hangi hastanede yapmayı planladığınızdır. Sizin ve bebeğinizin ihtiyaçlarını tamamen karşılayabilecek, aynı zamanda sosyo-ekonomik durumunuza uygun bir kurumu, seçmeli ve doktorunuzda bunu onaylamalıdır.

Hiç kuşkusuz doğum evleri ve hastaneler doğum için en uygun yerlerdir.

  • Seçeceğiniz hastanenin tam teçhizatlı olması; yani riskli durumlar için yoğun bakım ünitesi ve 24 saat anestezi uzmanının bulunmasına dikkat ediniz.
  • Temiz, ulaşımı kolay olmalı. Enfeksiyon kontrolleri yapılıyor ve denetleniyor olmalı.
  • Personeli ilgili olmalı.
  • “Bebek Dostu” olan (Bu terim doğumdan taburcu olana dek anne ve bebeği ayırmayan ve emzirmeyi destekleyen hastaneler için kullanılır. Bu hastaneler bu konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı tarafından sertifikalandırılmışlardır.) bir hastane olmalı.
  • Bütçenize uygun olmalı.

Hatta doğumdan önce kullanmayı düşündüğünüz sağlık kuruluşunu ziyaret edebilir ,sizin isteklerinize uygun olup olmadığından, emin olabilirsiniz. Ama unutmayınız ki bu kurum mutlaka doktorunuzun da onayladığı bir yer olmalıdır.

Fısıltı: 32. haftada çalışan ve çalışmaya devam etmek isteyen anneler, doktorlarına danışarak uygunsa AKTARMA raporu alabilirler. Böylece 37. haftaya kadar çalışıp, çalıştıkları 5 haftayı doğum sonrası iznine ekleyebilirler. Ancak annenin gebeliğinde çalışmasına engel durum varsa, 32. haftada doğum öncesi izni olan 8 haftayı alıp, istirahat etmelidirler.

Çalışan anneler, doğumdan bir müddet sonra işe başlamanız gerekecek. Şimdiden bebeğinizi büyütürken kimden yardım alacağınızı planlamalısınız. Eğer size yardım edecek bir aile büyüğünüz varsa çok şanslısınız. Eğer böyle bir seçeneğiniz yoksa ,şimdiden bebeğinizi teslim edebileceğiniz güvenilir bir yardımcı aramalı, hatta bebek doğmadan birlikte yaşamaya başlayarak, onu test etmelisiniz.

Bebeğinizi nasıl yetiştireceksiniz? Acaba anne ve baba bu konuda uyum içinde mi? Bebeğiniz doğduktan sonra siz üzerini sıkıca giydirirken eşiniz bunun gereksiz olduğunu söylerse; ağladığında kucağınıza aldığınızda, eşiniz bunun bebeği şımartacağını söyleyip ’ her ağladığında kucağa mı alacağız?’ diye karşı çıkarsa! Kendinizi birdenbire eşinizle saçma bir çatışma içinde bulabilirsiniz. O nedenle henüz bebeğiniz doğmadan, bazı konularda eşinizle görüş birliğine varmanızda yarar var.

Bebeğinizin doğmasına az kaldı. Daha fazla ağırlaşmadan bebeğinize biraz alış veriş yapmanın zamanıdır. Özellikle odasını düzenlemek, mobilyalarını almak gibi yorucu işleri biran önce halletmelisiniz. Alacağınız mobilyalar zararlı kimyevi maddeler ve boya içermemeli , anti-allerjik olmalıdır. Bebeğinizin yatağı sert pamuklu veya ortopedik olmalı, parmaklıklar arası 7 cm.’i geçmemelidir. Elyaf ve kuştüyü ile doldurulmuş yorganlar yerine, pamuklu ve yünlü olanları kullanırsanız bebeğiniz daha rahat edecektir.

Bebeğinize kullanacağınız bebek arabası, mama sandalyesi, araba koltuğu, ana kucağı gibi malzemeleri yakınlarınızdan edinebilirsiniz. Yoksa satın almanız gerekecektir.

Neler Almalıyız?

  • Bebek arabası veya sepet
  • Bebek yatağı
  • Yatak takımları (Nevresim, çarşaf vs.)
  • Yumuşak birkaç battaniye
  • Bebeğin yıkanabileceği bir küvet
  • Bebek havlusu
  • Altını değiştirmek için kolay temizlenir kalınca bir bez
  • Bebek bezleri ve temizleme malzemeleri
  • Araba koltuğu
  • Ana kucağı veya port bebe
  • Mama sandalyesi
  • Birkaç geniş yakalı fanila
  • Tulum, hırka, pijama
  • Çorap, patik, şapka, önlük
  • Bebek mendili
  • Bebek şampuanı, vücut kremi
  • Pişik kremi
  • Biberon
  • Emzik

Bebeğinizin tulum ve fanilalarının pamuklu olmasına dikkat edin. Alttan açılan tulum ve fanila çeşitleri de bebeğinizin altını değiştirirken size kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca yukarı sıyrılmayacağı için karnı ve beli açılmayacaktır. Doğumdan önce ,aldığınız tüm bu eşyaları bebek sabunu ile yıkayıp ütülemelisiniz. Böylece bebeğinizin hassas cildinin yabancı ve zararlı maddelerle temasını önlemiş olursunuz.

EVİMİZDE VE KALBİMİZDE YERİN HAZIR

Hamilelik Sürecinde 37. ve 40. Haftalar

Bebeğinizdeki Değişimler: Bebeğiniz günde 25-30 gram kilo alıyor Ayak parmaklarındaki tırnaklar da olgunlaştı, ayak ucuna ulaştı Bebeğinizin vücudunu kaplayan tüyler büyük oranda döküldü Başı iyice aşağı leğen kemiğinin içine doğru indi Göğüs duvarı belirginleşdi Memeleri belirginleşti ve kabardı Bebeğiniz artık tamamen gelişimini tamamladı 37. haftada bebeğinizin boyu 47 cm. ve ağırlığı 2850 ( 2250- 3500 ) gr. dır. 38. haftada bebeğinizin boyu 48 cm. ve ağırlığı 3150 ( 2450- 3600 ) gr. dır. 39. haftada bebeğinizin boyu 49 cm. ve ağırlığı 3270 ( 2650- 3800 ) gr. dır. 40. haftada bebeğinizin boyu 50 cm. ve ağırlığı 3350 ( 2770- 3900 ) gr. dır.

Sizdeki Değişimler: Gebeliğin getirdiği değişikliklerden yoruldunuz, sabırsızsınız ve bebeğinizi kucağınıza almak istiyorsunuz. Ağrısız kasılmalarınız sıklaştı ve rahatsızlık veriyor. Bebek aşağıya doğru baskı yapıyor ve hareketleri artık canınızı yakıyor. Mide ve barsak sıkıntılarınız arttı, çok sık tuvalete gidiyorsunuz. Uyku düzeniniz tamamen bozuldu. Uyuşukluk ve kramplar devam ediyor. Doğum endişesi ve korkusu hissediyorsunuz.

Muayenede: Bu dönemde doktorunuz sizi her hafta görmek isteyebilir. Rutin takibin yanısıra bebeğinize NST adı verilen bebeğinizin kalp atımlarının ve hareketlerinin izlendiği bir test yaptıracaktır. Bu test bize hissettiğiniz kasılmaların gerçek doğum sancısı olup olmadığını da gösterir.

Şikayetlerinize göre doktorunuz jinekolojik muayene yapabilir. Doğumun belirtileri, doğum şekli, gerekli ise anestezi yöntemleri, ne zaman doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurmanız gerektiği hakkında da sizi bilgilendirecektir.

Fısıltı: Çalışan anneler 37. haftada doğum öncesi raporunuzu almalısınız. Aktarma yartırdıysanız yine 37. haftada aktarma raporunuzu doğum öncesi raporuna dönüştürmelisiniz. UNUTMAYIN! Bebeğinize isim seçtiniz mi? Bu önemli ve zevkli bir uğraş değil mi? Biliyormusunuz; ilkokul öğretmenleri arasında yapılan bir araştırmada güzel isimli çocuklara öğretmenlerin daha yüksek not verdikleri tespit edilmiş. Başka bir araştırmada ise daha güzel ismi olan çocukların, standart akademik başarı testlerinden daha yüksek notlar aldıkları bulunmuş; bu durum, öğretmenlerin, daha popüler ve güzel isimleri olan çocuklardan beklentilerinin daha yüksek olması ve zaman içinde bu olumlu beklentilerin gerçekten yüksek notlarla sonuçlanmasıyla açıklanmıştır. Çocuğunuza vereceğiniz ismi bulurken; hayatı boyunca taşıyacağı ismin olumlu bir anlam taşımasına, 50 yıl sonrada hala kulağa hoş gelip gelmiyeceğine, yanlış söylenme ve yazılma potansiyeline, yakıştırılacak takma isim ihtimaline, soyadınızla birleştiğinde kulağa hoş gelmesine ve sizin seslenmekten hoşlanacağınız bir isim olmasına dikkat ediniz.

Hastane çantanızı hazırladınız mı? Acil durumlarda panik olmamak için hastanede bebeğiniz ve sizin için gerekli olabilecek eşyaları daha önceden hazırlamakta fayda var. Peki içine neler koyalım?

Anne için gerekenler;

  • Birkaç tane önden açılabilen gecelik ve üzerine alabileceğiniz ,yatakta otururkende giyebileceğiniz sabahlık, hırka veya şal
  • Birkaç tane rahat, pamuklu külot, fanila ve kısa çorap
  • Destekli, emzirmeye uygun birkaç sütyen
  • Meme ucu pedleri, kremleri, meme ucunu silmek için yumuşak bezler
  • Birkaç paket hijyenik büyük boy ped
  • Terlik; kaymayan rahat bir terlik olmasına özen gösterin
  • Hastaneden çıkarken giyebileceğiniz uygun giysiler
  • Sabun, diş fırçası, diş macunu, havlu, kağıt havlu,tuvalet kağıdı, kolonyai
  • Deodorant, saç fırçası, toka, makyaj malzemeleri, ayna
  • Bardak, tabak, çatal, kaşık, peçete
  • Kirli çamaşır torbası
  • Ziyaretçi defteri, kalem, dergi
  • Video kamera ve fotoğraf makinesi
  • Misafirlerinize ikram için çikolata

Bebeğiniz için gerekenler;

  • En küçük boy bebek bezi
  • Birkaç adet bebek zıbını ve fanilası
  • Pamuklu çorap
  • Patiksiz düz paçalı tulum
  • Hırka veya yelek
  • Şapka ve elcekler
  • Hava durumuna uygun birkaç battaniye
  • Bebeğin popsunun temizliği için uygun ıslak mendil veya temizleme bezleri
  • Pişik kremi
  • Her ihtimale karşı emzik ve biberon

HADİ GEL ARTIK…